Günlerin geçmediği, 1 saatin 1 yıl gibi geldiği o psikolojik "zaman geçmez" sendromundan muzdaripken; itinayla kozamı örmek; içine yerleşmek ve en nihayet "zamanın geldiğini" farkettiğim o an, kanatlarımı çırpmak istiyorum yeniden.
Tırtıllar acaba kozalarını örerken, kelebek olacaklarını bilirler mi? Yani etraflarına bir duvar çekip karanlığın içine gömüldüklerinde;korkunç, sessiz bir son uykuya mı yattıklarını zannederler yoksa başka bir formda yeni bir hayatın onları beklediğini bilirler mi?
İkinci bir şansın olduğu fikri, herşeyi daha güzel yapar mı, kim bilir... Belki de tam da bu sebepten daha narinlerdir ikinci hayatlarında, daha tehlikeye açık. Bedelini anca böyle ödeyebilirlermişcesine.. Ya da bedeli en başta ödemişlerdir. Değişmek zorunda olmayı kabul ederek... Tırtıl olarak ölemeyerek...
Her Şey Yerli Yerinde
3 ay önce
ikinci bir şans tanımına bağlı aslında, asla aynı şartlarda yeniden başlayamazsın hayata, o anlamda bir ikinci şans yoktur (benim gözümde), ama illa ki hayatını değiştirecek dönüm noktaları ve şanslar olacaktır zaman zaman (olsa iyi olur!)...
YanıtlaSiltırtıl mevzusuna gelecek olursak... afterlife öyle bir şey belki, çok daha geniş bir zaman çerçevesinde ele almak lazım tabi insanoğlu için (ben inanmasam da).
ha bir de: like the philosopher jagger once said, 'you can't always get what you want.'
kahvaltılık gevrek kızı, bak mick jagger bile her istediğini elde edemezken senin neyine her istediğinin olması :D tırtıllar o kadar düşünmezler onlarda o kadar beyin olsa tırtıl olmazlardı diyerek bir kalemde harcarım edebiyatını :P
YanıtlaSil"ferrarisini satan bilge" ile tanıdığımız robin sharma'nın bir kitabı geçti elime, onu okuyor gibi yapıyorum bu aralar, ismi zaten direk bu yazıya atıf gibi: koza kelebeği bilmez
YanıtlaSilbir alıntıyla sonlandırmak isterim bu yorumumu.
... Nasıl ki koza kelebeği bilmez, halbuki kaderidir onun kelebek olmak. Ancak cesur olursa, cesaret ederse bir yumağın içinde sıkışmış kalmışlıktan, kabuğunu kırarak gökyüzüne, özgürlüğe kanat çırpar. İşte insanoğlunun hikayesi de budur...
böyle bir kitap okuduğuma inanamadım bir an!
koza kelebeği bilmez güzel lafmış; robin hikayelerinde benden esinleniyor aslında, buna da burada değinmiş olduk böylece:P:P
YanıtlaSil