Bu sefer çağrışımımın sebebi Eliza Doolittle 'in şu yazısında kullandığı Evliya Çelebi başlığı.
TRT'de bir zamanlar Evliya Çelebi diye bir çizgi film vardı. Çelebi, sevgili eşeği Küheylan ile beraber il il, köy köy gezer; maceradan maceraya atılır, o esnada da çocuklara çeşitli öğütler verilirdi hap halinde.
Ama aklımdan asıl çıkmayan ise jeneriğindeki mürekkep dökülme sahnesiydi. O mürekkep dökülür, etraf göl halini alırdı. Ancak Evliya Çelebi, seyahatnamesine tutunup,yoluna devam ederdi. O sırada Evliya Çelebi'nin yüzündeki donuk ifade, huzur ile psikopatlık arasındaki ince çizgide gider gelir; kullanılan müzik ise perili köşk hikayesinin geçtiği herhangi bir korku filmini hatırlatırdı. İşte bu yüzden, her o jeneriği gördüğümde içimi garip bir huzursuzluk kaplardı.
Gel gelelim, bu yazıyı yazarken çizgi filmin herhangi bir sahnesine ait resim arıyordum ve o bahsettiğim jeneriği yerde ararken gökte buldum.
İlgili aramalar: tv - az gittik uz gittik - az gittik uz gittik - trt - nostalji - jenerik - evliya Çelebi - 90lar
Fark ettim ki, seneler geçince siyah zannettiğim mürekkep maviye; göl ise su birikintisine dönüşmüş.
Yaş ilerledikçe algıdaki değişimlerin sadece görsellikle sınırlı kalmış olması dileğiyle..
Güzel günlerdi:))
YanıtlaSilçizgifilmden başlayıp "...dileğiyle" diye bitirmişsin ya yazıyı, beni benden almışsın köşeyazarı girl :) yeni yazına "bir gün bir adam sahilde yürürken deniz yıldızlarını tek tek okyanusa atan bi adam görmüş ve demiş ki..." diye başlamanı istiyorum ehehe
YanıtlaSilahahahaha
YanıtlaSilevet bazen kendimi hürriyetin kelebek ekinde yazıyormuşum gibi hissediyorum, kabul : )))
O his hepimizde zaman zaman vuku buluyor valla! Basligi ayni cizgi filmi hatirlayarak atmistim, ic unutmam carsamba aksamlari yayinlanirdi, ve Celebi'nin yuzundeki ifadeyi anlatisina cokk guldum!!
YanıtlaSil