8 Mart 2009 Pazar

AMES (Afili Meslek Erbabı Sendromu)

"Cabin crew take off position"

Bu cümleyi anlamam sanırım bir kaç yılımı aldı!! Buradan tüm pilotlara seslenmek istiyorum. Bilindiği üzere pilotlar; oldukça kaliteli eğitimlerden geçen kültürlü insanlar. Eh tamam anladık mesleğin getirisi olan belli bir karizma durumu var (yiğidi öldür hakkını yeme) Ama boşvermişlik, karizmatiklik de bir yere kadar değil mi a be sevgili pilotlar! Tek bir pilotun bile mi İngilizcesi güzel ve anlaşılır olmaz, hepsi mi korkunç bir aksanla konuşur ve kelimeleri mırıl mırıl, ağızlarının içinde söylerler. Olmaz, olamaz imkansız derler adama. O zaman geriye tek bir açıklama kalır:
"afilli meslek erbabı sendromu"

Bu sendromdan muzdarip kişiler, diplomayı ellerine aldıkları günden itibaren deplasmandaki zorlu bir maçı 3-0 kazanmış futbolcu moduna girerler. Maçta başarılı olduğunun gayet bilincinde olan ve kendisine döndürülecek 38 mikrofonu ön gören maçın favori adamı; yöneltilen sorulara hep böyle bir yarım yamalak, hep bir nefes nefese, mırıl mırıl cevap verir. İşin kötüsü o kadar iyi oynamış ve o anda yorgunluğu gözlerinden o kadar net okunur ki kızamassınız da artistliğine :)
***

İşte bu sendromun, yolcular üzerinde bıraktığı etki yüzünden, yıllar yılı yazımın başında bahsi geçen cümle "kebin kru teiiiyoof poss.." şeklinde kulağıma çalındı. Hoş; biraz mantık, biraz google yardımıyla boşluklar tamamlandı ama gel gelelim bir cümleyi dahi bitirmeye üşenen ingilizce konuşan pilot profilinin gizemi içimde bir uktedir kaldı.
Hele ki o ilk kalkış yapıldıktan sonra ki, donuk bir ses tonu ve vurgu yoksunluğuyla yapılan bilgi verici konuşmalar vardır ya işte şu yükseklikte uçuyoruz, hava sıcaklığı şu kadar gibilerinden. Dikkat edin ingilizce versiyonları daha da kısadır ve pilotta adeta "yaauu şunları da zaten zorunluluktan söylüyorum, bitse de gitsek" şeklinde bir hava vardır. Tam da bu sebepten; gece nöbetinin son dakikalarında, huysuz hasta yakınına dert anlatmaya çalışan veya verdiği reçeteyi acaba kril alfabesiyle mi yazdı diye düşündürten baymış doktor profilini de andırırlar.

İşin özü, bir yanım "ne bu havalar hajı(!)" demek istese de, bir yanım da için için -Burhan karakterinin sosyete hastalığı olarak gördüğü panik atak rahatsızlığına olan sempatisi gibi- "şu sendromu bizzat yaşamak vardı ya" diye imrenir.

Son söz: Doktor civanım, F4 pilotum, Tsubasam; 23 Nisan'da üçünüzden birinin koltuğunda gözüm var. Reçeteler hazırlana, emniyet kemerleri takıla, maçın ilk düdüğü çala dursun!

2 yorum:

  1. konuyla ilgili bi enstantanem var. abimin bi arkadaşı thy'de pilot. bi gün geç saat bi uçaktalar. önce normal anons yapılıyo:

    pilot: iyiakşamlar sayın yolcular ben kaptan pilotunuz xy şu anda xyz yükseklik ve yxz hızla uçuyoruz. şu anda bilmemnerde (gidecekleri yer işte) hava bilmemkaç derece. keyifli bir uçuş dileriz.

    (şimdi ingilizce anons yapıcak ama ulan kimsenin dinlediği yok zaten herkes uyuyo, çoğunluk da türk, ne kasıcam diyo)

    paylıt: good evening ladies and gentlemen this is your captain speaking. we are flying pretty high and pretty fast. have a nice flight.

    gerçek hikaye :)

    YanıtlaSil
  2. pretty high and pretty fast ahahaha
    süper bir hikayeymiş : )

    o kadar uçuruyolar bizi, bi de anons ile mi uğraşacaklar; yok ingilizce anons manons daaağğlıın! :D

    YanıtlaSil