5 Ağustos 2009 Çarşamba

Seyrüsefer

Son 3 aydır seyrüseferdeyim. Gönül isterdi ki; o ülke senin, bu şehir benim içerikli bir yazı yazayım. Ama maalesef benimkisi ev-hastane ikilisinin İstanbuldaki konumu ve hergünde devr-i alem üzerine :)

İşte tam bu noktada, metrobüsle olan tanışıklığıma çok memnunum. Hatta öyle ki, metrobüs maceralarımı toplasam buradan köye yol olur sevgili blogcular :)

Evet metrobüs trafikten kurtarıyor ama 2 dakika arayla işlese bile, zibilyon kişi ile balık istifi seyahatten kurtarmıyor maalesef. Ama size metrobüste yer kapmanın ve oturulabilecek en konforlu yerin neresi olduğu hakkında ipucu verebilirim:D İşte 3 aydır yaptığım fizibilite çalışmalarımın sonucu aşağıdadır.

10 adımda metrobüsle konforlu yolculuk:

1. Mümkünse sabah 8'den geçe kalmayın

2. İmkanınız varsa ilk duraktan binin

3. En eski tip ve en modern olan versiyonlarına binmeyin

4. Otobüs önünde yığılma varsa, lise kantininde olduğunuzu zannedip de "ben araya bi karıştım mıydı dalar geçerim" gibi iddalı çıkışlar yapmayın, ezilirsiniz

5. Yığılma esnasında iki saniyelik bir gözlemle otobüs kapısının duracağı yeri belleyin ve usulca bekleyin

6. Nedense genellikle, ön kapılarda daha çok kişi oluyor, oradan uzak durun.

7. Orta kapıya ise hiç yanaşmayın, sağa mı dönsem sola mı dönsem derken, bir bakmışınız ki ayaktasınız

8. En arka kapının önüne denk getirin

9. Yine nedendir bilinmez, arka kapıdan binen çoğu insan arka 8'li koltuğa geçmek yere 2'li koltuklara hücum ediyor, o yüzden dümdüz karşıya yönelin, basamaklardan çıkın

10. veeee işte mutlu son... Basamaklardan çıktıktan sonra en sağda kalan koltuk sizi bekliyor.

Bakın bana hak vereceksiniz. Mutlu son diyorum çünkü; O koltuğun hemen yanında isterseniz elinizdeki çantalarınızı koyacağınız bir boşluk var. Sonracığıma basamaktan ve hemen önünde yer alan demir borudan dolayı, insanların nefes alınamayacak boyutta dibinize kadar girme şansı yok. Ayrıca kolunuzun destek alabileceği bir yer olduğu için uyumaya çok müsait. Son olarak tam tepenizden olmayan ama çok yakın bir noktada klima var ki, hem serin serin gideyim hem de çarpılıp hasta olmayayım diye düşünenler için yaz mevsiminde ideal :)

Bu detaylı anlatımımdan sonra, manyak olduğumu düşünüp, yazdıklarımı okumamaya karar verenlere saygı duyar; işe yararlılığını görüp teşekkürü borç bilene sevgilerimi sunar; aynı anda seyahat ettiğimizde yerimi kapanı ise döverim:P:P

Aaah ama asıl metrobüslerin bir de adsız kahramanları var ki, işte onlara sonsuz teşekkür etmek istiyorum. Onlar ki; siz ayakta kaldığınızda ve kendileri az sonra inecekken, yerini size vermeyi kafayı koyup nazikçe işaret eden ve tam kalktıkları sırada, o koltuğa göz koymuş 3-5 kişiyi elimine ederek "buyrun geçin böyle" diyerek sizi yönlendirenlerdir. İyi ki varsınız!! : ))

P.S: Yaşasın yazı yazmanın dayanılmaz hafifliği..

6 yorum:

  1. metrobüs ters ama di mi??

    yani gidisler hep sagdandir ama metrobüs hep soldan gidiyor:D

    YanıtlaSil
  2. hahahahaha:)
    gercekten de super yazmissin her ne kadar istanbulda yasamasam ve metrobuse binmesem de gozumde oyle bir canlandi ki, bir gun binersem sayet, senin dedigin yere oturcam:)))

    YanıtlaSil
  3. bu metrobüs tespitlerini görünce aklıma zamanında tramvaya bindiğimiz dönemlerde yaptığımız "evet şu ikinci koltuğun karşısından hiza almak suretiyle bir karış yana kayar gibi yaptık mıydı kapı önümüzde açılır sonra sola koşarız" hesapları geldi :)

    YanıtlaSil
  4. pilli-cadı haklısın, tersten gidio bu zımbırtılar

    teşekkür ederim @lev, yerinden memnun kalacaksın: ))

    freud'um sayende toplu taşıma araçlarına yıllardır verdiğim hassasiyeti hatırladım :) bide efsanevi "duracak" yazısı gözümün önüne geldi

    YanıtlaSil
  5. evet tam anlamıyla katılıyorum. yerini kapmak gibi olacak ama metrobusun en guzel yeri en sagda kalan taraf :)

    YanıtlaSil
  6. evet bende katılıyorum en rahat olan yer o sağ köşe. çünkü sürekli oraya binmeye çalışıyorum :)

    YanıtlaSil