En sonunda tez bitti, Assos'da güzel bir tatil yapıldı ve blog yazılarına söz verildiği gibi ama 1 ay rötarla geri dönüldü!!!
Yeni bir yazı yazma şevkimi taaa 1000km uzaklardan canlandıran, kafadara (!) teşekkürü borç bilirim :))
Bazen 1 günlüğüne denemeyi istediğim meslekler var. Özellikle de böyle hiçbirşey düşünmesem dediğimde veya herşeyden kaçasım, uzaklaşasım geldiğinde aklıma zaman zaman düşerler.
İşte bahsi geçen "iyi saatte olsunlar" bana misafirliğe geldiğinde, edindiğim mesleklerden top 5 listesi yaptım sizlere :)
5. Fabrikada tütün sarmak: Son dönemde sigaraya verdiğim paranın haddi ama hesabı olmayınca, tütün sarıp içmeye başladım. İlk başladığım günlerde bir paket sigara için 1 saat harcadıktan sonra, işi profesyonelleştirip elimi hızlandırmayı planladım. Bu iş sanırım tam bana göre, kulağıma da takarım müzikçaları, alpay'dan fabrika kızı eşliğinde herşeyden kaçar, uzaklaşırım :)
4. Antika Saat Tamiri Ustası: Dışardan bakıldığında gözün devasa görünmesine sebep olan tek mercek şeklindeki büyüteçlerden takıp, saatin pilini değiştirmek; işlemeli akrep ve yelkovanın tozunu almak istiyorum. Duvarda asılı duran büyüklü küçüklü antika saat tiktakları ile Alice harikalar diyarındaki bay tavşanın, dükkanımın müdavimi olduğu hayaline dalmak; guguklu saatlerin ding dong sesiyle ise klasik bir saat tamiri ustası gibi pala bıyığımın olduğunu gördüğüm kabustan uyanmak istiyorum :)
3. Çımacı: Kimi zaman Beşiktaş'tan gelen yolcular için vapurun halatını iskeleye bağlamak, kimi zaman da Eminönü'nden gelen sabırsız yurdum insanının uzun atlama sonucu denize düştüğü esnada, halatları gevşetip hayat kurtarmak istiyorum. İdo görevlilerinden ise makul boyutlarda eldiven üretmelerini rica ediyorum.
2. Fayton Şöförü: Sakin sessiz Büyükada sokaklarında, turistleri Aya Yorgi Manastırı'na çıkan yolun başına kadar götürüp, yol boyunca konuşmamalarını, arkalarına dönüp bakmamalarını ve bu sayede dileklerinin gerçek olacağı konusunda bilgilendirmeyi, türk müşterilerimi ise "hatırla sevgili" dizisi işte bu iki köşkte çekilmişti diyerek tavlamayı çok istiyorum.
1. Enginar Satıcısı: İşte favori mesleğim. Şöyle şehrin merkezine yakın ama sakin bir sokakta minik bir tabureye oturup, diğer yanıma da mavi bir leğen alıp enginar soymak istiyorum. Nasıl bir sanattır o tanrım! Sapını at, dış yaprakları temizle, sonra enginarı döndürerek yapraklı bölümü daha derinden kes (işte bu noktada değişik şekiller vermeyi, sevgililerin baş harflerini enginar kalbine kazımayı kampanya olarak sunmak istiyorum), kalan tüyleri kes temizle, içini limonla ov ve yine içine limon sıkılmış suda o yanıbaşımdaki mavi leğende beklet. İddia ediyorum insan transa geçer, o gün insanda ne dert kalır ne tasa.
0-12 kategorisine hala dahil olsam, önümüzdeki 5 yıl boyunca her 23 Nisan'da teker teker denerdim hepsini, ne de güzel olurdu. Yetişkinlere yönelik de bir bayram olsun bundan sonra, 21 ocak Gerçekleştirilmeyen Hayaller Bayramı olsun mesala (hiç bir özel gün için rezerve edilmedi sanırım ocak ayı, kabotaj bayramı dahil :P)
O halde önümüzdeki bayram görüşmek üzere sevgili blog okuyucuları, esen kalın:P