Biraz evvel 'Canım Ailem'i izledim yine. "Uğur Yücel'in tek kaşı gözüksün, nerede oynarsa oynasın izlerim" mantığından haraketle, bu diziyi izlemeye başlamıştım. Şimdi ise her karakterin ayrı ayrı hayranı oldum. Ama iş oyunculuğa gelince Halim'in ve kesinlikle Meliha'nın oyunculuğu 10 numero! Zaten Şebnem Bozok'un kendisini bir çok gazetede, dergide oyunculuk anlamında övdüler ve eminim övmeye devam edecekler.
Benim diyeceğim ise "Meliha'nın" kendisine. Sen ne güzel bir komşusun Meliha Abla ya... Ben de evimin penceresinden bakınca onu görmek, sabahları ev yapımı poğaçalarının, akşamları ise içli köftelerinin tadına bakmak istiyorum. Canım sıkıldığında kapısını tıklasam, merdivenlerden onun indiğini şıpıdık terliklerinden anlasam. Sonra kapı önünde kısa ama samimi konuşmalarımız olsa.
Dizinin bu bölümünde Adana'ya taşınma ihtimalleri söz konusu oldu. Valla ha(!) içim parçalandı. Sanki o evden gidince; dizide yüzünü görmeye devam etsek bile, komşumuz olmaya devam etmeyecekmiş gibi geldi :)
Dipnot: Karakterlere bu kadar bağlanmaya devam edersem, yıllar önce Yılmaz Erdoğan'a Mükremin Abi başlığıyla mektup gönderen zat-ı muhtereme benzeyeceğim. (Mektubu yerine ulaştırmış olan postacının da payını görmezden gelmemek lazım tabii.)